Omega Speedmaster 9300 Moonwatch Dark Side Super Clone ETA

Omega Speedmaster 9300 Moonwatch Dark Side Super Clone ETA – Birçok marka gibi İsviçre’nin önemli saat markalarından biri olan Swatch markası 1842 yılında kurulmuştur. Ancak bu şirket üst sınıfı hedefleyen bir saat markası kurmak istemektedir, İsim olarakta Yunan Alfabesinin son harfi olan ve Omega olarak telaffuz edilen harfi, kendileri isim olarak tercih etmişlerdir

Omega Speedmaster 9300 Moonwatch Dark Side Super Clone ETA

Franck Mueller gibi Omega’da dünya üzerinde bir sınıfa hitap etmek üzere kurulmuştur.  Bu saatlerin üretiminde inanılmaz kalite de malzemeler kullanılmış olup, saat üzerinde yapılan dayanıklılık testine en fazla 21 saat kadar dayanabilen saatlerin aksine Omega 6 ay 20 gün hasar almadan dayanarak bir rekora imza atmıştır. İçerisinde kullanılan özel mekanizma ve malzeme sayesinde Omega markasının saatleri en az 50 yıl yeni alınmışçasına sorunsuz çalışmaktadır.

Hem inanılmaz sade hem de farklı bir havasıyla son derece sağlam olan saatler üretmektedirler. Kol saatleri özellikle, firmanın son derece hassas olduğu, adeta sektöre öncülük etmek için cesurca tasarlamaktan vazgeçmedikleri ürünlerdir. Farklı renk seçenekleri ile de tabii ki hitap ettikleri insanları kendine bağlamaktadır.  Metal ve titanyum kullanımları sayesinde her zaman saatlerinde kaliteden ödün vermemişlerdir. Yenilikçi tavırları, kendilerini her koleksiyonda bir üst basamağa taşımıştır. Kimileri saatleriyle uzaya doğru yol alırken Omega başarısını dalış saatleri üretimiyle denizler ve okyanuslar altına taşımıştır.  “Seamaster ve Speedmaster” modelleriyle de başarısını tüm dünyaya göstermiştir. Son derece hassas, şık ve doğruluğu ile bugün İsviçre marka saatlerden bahsedildiğinde Omega akıllara gelen ilk markalardandır.

Omega, üst düzey bir sınıfa hitap etse bile İsviçre dışındaki müşterilerinin de rahat kullanımını sağlayabilmeleri adına onarımı kolay saatler üretmiş olup, müşterilerinin güvenini kazanmıştır. Üretilen saatlerin zarafeti yanı sıra parçalarının kolay bulunabilir ve değiştirilebilir olması, diğer markaların kendine özgü parçalarının yanı sıra büyük bir kolaylık sağlıyor ve dolayısıyla da Omega’yı tercih edilen bir marka haline getiriyordu.

Omega’da  tıpkı birçok firma gibi dünya savaşı gören firmalardandı. Bu I. ve II. dünya savaşı esnasında kol saatlerine inanılmaz bir talep oluyordu. İngiltere hükümeti bu sebepten Omega’ya bir çok sipariş vermişti. 110.000’den fazla saat satışı gerçekleştiren şirket, geliştirdiği yenilikleri savaş zamanında dahi piyasaya sürme şansına sahip olmuştu. Seamaster serisine gelirsek ise; saatlerin su geçirmez özellikleri için denizaltılarda kullanılan O-ring teknolojisi kullanılmaktaydı. Lastik conta, aynı zamanda kullanılan diğer contalardan fazlasıyla üstündü. Dolayısıyla derinlerde kullanılırken saatlerin su geçirmezliği artmış oldu ve insan artık daha da derine dalıp, oradaki gizemi Omega / Seamaster serisiyle daha da uzağa taşımıştı.